Bangkok
- H.K
- 14 Haz 2024
- 4 dakikada okunur
Uzakdoğu seyahatimin 4. ve ilk durağı Bangkok, samimi yerel halkı, cümlesiyle başlayan bloglar okuduğumda umarım bana da rastlar diye 5 gün dua ettim ama nerdee..taksi ve otobüs şoförlerinin asabi, suratsız, hiçbir şekilde yardımcı olmayanları bana rastladı. Olağanüstü mutfağı ve ışıltılı gece hayatı sahnesiyle dolu hareketli bir şehir olan Bangkok diye söze başlayanlar için de bir iki hatırlatma yapalım kesinlikle eğer ürünlerin birbirleriyle sulu bir şekilde karıştırılmasından hoşlanmayan biri iseniz, koku sizin için önemli ise China Town ve India bölgesine uğramayın derim. Her türlü koku var ve her yer inanılmaz pis. Halkın çoğunluğu maske ile dolaşmasının sebebi de bu olsa gerek. Bu arada bit ayıklayan birçok kişiye rastlayabilirsiniz. Her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor buna rağmen kültür değişikliği yapmayı akıllarından bile geçirmiyorlar. Tayland'ın eklektik başkenti Bangkok'ta muazzam, inanılmaz güzel, gösterişli gökdelenler, devasa alışveriş merkezleri ile gözleriniz kamaşabilir. Alışveriş merkezinden dışarı çıktığınızda nemli, sıcak havayla karışmış yemek kokuları ve bit ayıklayan kadınlar ikilemiyle karşılaşacaksınız. Her yerde kralın posteri ve sarı çiçekli anıtlar, sefalet içinde yemek satmaya çalışan maskeli Bangkok halkı, James Bond filmlerinden hatırlayacağınız uçmayı göze aldığınız dukduklar, inanılmaz çoğunlukta motorsikletler.. lady boy kabare gösterilerine, gece kulüplerine sık sık rastlayacağınız Bangkok sizi her bakımdan hayrete düşürecek emin olabilirsiniz. Her yaş grubu için çeşitli, aktiviteler, günübirlik turlar, dini ve kültürel destinasyonlar, doğa sporları, dalış gibi birçok eğlenceli anları yaşayabilirsiniz. Ama sonunda mutlaka bir Taylandlı size ya kızacak, ya da söylenecek.
Wat Pho ( Yatan Buda Tapınağı ) veya diğer adıyla Wat Phra Chetuphon Tapınağı, Bangkok’un en eski ve en çok ilgi gören tapınaklarından birisi. Tarih ve tıp bilimini bir araya getirerek önemli bir meditasyon ve geleneksel masaj eğitim merkezi olan Wat Pho (the Temple of the Reclining Buddha), bazı kaynaklarda Tayland’ın ilk üniversitesi olarak geçiyor. Wat Pho, 16. yüzyıl başlarındahe Reclining Buddha), bazı kaynaklarda Tayland’ın ilk üniversitesi olarak geçiyor. Wat Pho, 16. yüzyıl başlarında inşa edilmiş; 1781’de Bangkok’un başkent olmasıyla yeniden yapılandırılmış. Altın varak kaplı 46 metre uzunluğunda 15 metre yüksekliğindeki dev Budha heykeli tapınağın en ilgi çeken figürü. Heykel, 1800’lü yılların ortasında tapınağa yerleştirilmiş ve tapınak Tayland’ın ilk üniversitesi olarak işlemeye başlamış. Budha’ nın nirvanaya ulaşmasının betimlendiği Yatan Budha Heykelinin sadece ayakları 3 metre yüksekliği ve 5 metre uzunluğunda. Uğurlu kabul edilen 108 sayısına atıfta bulunarak, ayak tabanlarına sedef taşlarla, 108 olumlu eylem ve sembol işlenmiş. Duvarın dibinde sıralanmış 108 bronz kaseye para atılarak şans dilenebilir. Atılan her para ile çıkan sesler tapınağın duvarında yankılanıyor. Bu para hem Wat Po’nun korunması hem de rahiplerin ihtiyaçları için kullanılıyor.
Grand Palace, 1925’ e kadar Tayland kraliyet konutu olarak kullanıldı. 1.900 metre uzunluğunda 4 duvar ile çevrili olan sarayın duvarların içinde kraliyet konutunun yanı sıra, devlet daireleri, çok etkileyici yapılar ve tapınaklar bulunuyor. Burma saldırıları sonrasında Bangkok'un 85 km kuzeyinde bulunan şehir Antik Ayutthaya krallığının başkentliğini yapmış Ayutthaya’ nın çökmesiyle birlikte başkent Chao Phraya Nehri’ nin diğer tarafındaki Thonburi’ ye taşındı. 1782’de Siam Kralı I. Rama döneminde başkentin Bangkok’a taşımaya karar verilmesiyle Grand Palace’ın inşaatına başlandı. Başlangıçta sadece birkaç saray binasından oluşan yer, daha sonra eklenen çok sayıda bina ve tapınaklarla genişleyerek bugün 218.400 metrekarelik bir alana ulaştı. Dış Saray, eskiden Kralın doğrudan dahil olduğu mülki idare, ordu ve hazine gibi hükümet birimlerine ev sahipliği yapmış. Bu dış avlunun bir köşesinde, tarihi 14. yüzyıla kadar uzanan küçük, küçük ama oldukça ünlü olan Emerald Buddha’ nın ( Zümrüt Buda Heykeli ) içinde yer aldığı Wat Phra Kaew yer alıyor. Sarayı kompleksini gezmek en az 3 saat gerektiriyor. Duvarlardaki süslemeler, betimler harika kesinlikle gidilip görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Ayrıca girişte sarayın kapalı olduğunu söyleyip, sizi alışveriş yapmaya yönlendirmeye çalışan fırsatçılara da kulak vermemeli. Grand Palace bilet ücreti ise 500 Baht. Tapınak içerisinde sessiz olmaya özen gösterilmesi gerekiyor. Tapınakta fotoğraf çekmek yasak. Tapınaklar dini yerler olduğu için görevliler kıyafet konusunda oldukça hassaslar. Üzerinizde mutlaka ayakları, bacakları ve kolları kapatacak kıyafetler olmalı ve tapınağa girerken de ayakkabılar çıkarılmalı. Bangkok'a gelmişken gezmeye değer. Sivrisineklere dikkat ...
Wat Phra Sri Rattana Satsadaram tek parça yeşil zümrüt blok üzerinde oyulmuş 66 cm yüksekliğindeki Buddha heykeline ev sahipliği yapması tapınağın kalbine yerleştirilmiş, 13. yüzyıldan kalma Zümrüt Budha (The Emerald Buddha-Phra Putta Maha Mani Ratana Patimakorn) heykelinde, meditasyon konumunda oturan Buddha anlatılmış. Kral Buda Yodfa Chulaloke (Rama I) tarafından başkent 1785 yılında Thonburi’den Bangkok’a taşındıktan sonra Emerald Buddha Tapınağı yapımına başlanmışı. Diğer tapınaklar aksine bu tapınakta, rahipler için yaşam alanları bulunmuyor. Heykele Kral dışında kimsenin yaklaşmasına izin verilmiyor. Wat Phra KaewTapınağının 3 kapısı bulunuyor. Merkez kapıdan sadece Kral ve Kraliçe geçebiliyor. Ön tarafta yer alan 2 kapının birinden girilip, ziyaret tamamlandıktan sonra diğerinden çıkılıyor. Bangkok gezilecek yerler arasında yer alan tapınağı çevreleyen duvarlarda yer alan ve Hindistan’ın Ramayana efsanesinin Tay versiyonu Ramakian efsanesini betimleyen resimler tek tek incelenmeyi hakkediyor. Ayrıca tapınakta bulunan heykellerin bazıları bu efsanede geçen figürlerden esinlenerek yapılmış. Her kapı önünde yer alan 5 metre yüksekliğindeki dev heykeller “Yaksa Tavarnbal” tapınağın koruyucuları olarak betimlenmiş.
Wat Arun Tapınağı, Bangkok’ta en sevdiğim yerlerin başında geliyor. Chao Praya nehri kenarında Eyfel kulesi benzeri yükselen Wat Arun, Tay dilinde Şafak Tapınağı anlamına geliyor. Wat Arun, şehirdeki diğer tapınakların aksine hala oldukça aktif bir tapınak kompleksi olarak hizmet veriyor. Beş kuleli renkli yapı, neredeyse tepeden tırnağa porselenden inşa edilmiş. Tapınak kompleksinin kalbinden gökyüzüne doğru yükselen 81,85 metre yüksekliğindeki Stupa, renkli kesme seramik çinileriyle oldukça özenli bir mimariye sahip. Tapınağın Kımer tarzı mimariye sahip süslemeleri dikkate değer. Chao Praya Nehri’nde tekne gezisi sonrası civardaki cafelerden birine oturup seyredilmesi tavsiye edilir. En güzel zamanı ise günbatımına doğru saatler. Wat Arun’nun merkezinde bulunan 82 metre yüksekliğindeki kule (praang) ise tapınağın en çok dikkat çeken kısmı. Güneş ışınlarını yansıttığı için ışıl ışıl görünüyor. Gün batımı sonrası beliren şahane aydınlatmayla birlikte seyrine doyum olmuyor. Sabah 8’de açılan tapınak akşam saat 5.30’a kadar ziyaret edilebiliyor. Giriş ücreti ise 50 Baht.
Kaldığım otel yepyeni, tertemiz bir oteldi tavsiye ederim. The Journey Hotel pırıl pırıl.. The Journey Hotel de sadece bir shuttle gerekiyor.
Yorumlar